Genç bir kadın olan Camille, Philibert ve Franck adlı iki komşusuyla dost olur; rahat ve huzur bulmak için onların evine yerleşir. Ailevi geçmişleri ve kişilikleri bakımından birbirlerine zıt bu üç karakter, uyum içinde hayatın tadını yakalarlar. Tartışmaların, kavgaların, barışmaların, suç ortaklıklarının ötesinde, “bir arada” olmanın keyfi onları daha güçlü kılar. Derken, inatçı olduğu kadar dünyalar tatlısı olan Franck’ın anneannesini de aralarına almaya karar verirler. Hikâyenin kahramanları feleğin çemberinden geçmiş, biraz yabani ve yalnız karakterlerdir; fakat gönül zenginliğine ve duyguların gücüne inanırlar. Peki, “Bir aradayız, hepsi bu” diyerek kendilerini keşfetmeleri, kendilerini gerçekleştirmeleri mümkün olabilir mi? Masala yakın durmakla birlikte, film burada gündelik hayatın tarafını tutuyor. Her şey toz pembe değil ve kendileri için inşa ettikleri bu fanusta dram eksik olmuyor. Hayatın sert darbelerinden, kenara çekilme riskini de göze almadan, nasıl kaçmalı?
Bir Aradayız, Hepsi Bu için henüz bir yorumda bulunulmamış. Fikrinizin fark edilmesi için ilk siz olun!